8 Ekim 2011 Cumartesi

Türkiye-Almanya maçının ardından

Maçla ilgili değerlendirmeme başlamadan önce ilk olarak söylemek istiyorum ki bir futbol sever olarak Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena gibi bir tesisin ülke sınırları içindeki varlığından ötürü kendimi çok ama çok şanslı hissettim. Açıkçası Beşiktaşlı olduğum için de kıskanmadım değil. Kendimi bir an Avrupa'da Amsterdam Arena veya Emirates Stadyumu'nda maç izlermiş gibi hissettim. O kadar etkileyici bir yer ortaya çıkmış. Her güzelin bir kusuru olacağı gibi Türk Telekom Arena'nın da eksikleri bence fazlasıyla var. Özellikle Arena'ya giriş ve çıkışlar adeta bir işkence halini alıyor. Hele izleyici sayısı bu maçta olduğu kadar fazla olduğu zaman gerçekten de çelik gibi sinirler ve ezilme tehlikesini göze alacak kadar gözü kara olmak gerekiyor. Metro'ya biniş ise hiç bir Avrupa ülkesinde olmayacak kadar rezalet bir durumda. Buna bir an önce bir çözüm bulunması gerekiyor. Yoksa tesis ne kadar iyi olursa olsun bir süre sonra insanların buraya gelmekten imtina edebileceklerini düşünüyorum.

Maça dönecek olursak son birkaç milli maçta ortaya çıkan senaryo aynen sahneye kondu. Sahada yine son derece kötü bir milli takım vardı. Maçın başında oyuna hızlı başlamış izlenimi veren A Milliler ilk golü bulmamızı sağlayacak pozisyonları öyle vurdumduymazca ve amatörce harcadı ki böyle kritik bir maçta bu pozisyonlar gole çevrilemeyince yenilgi de kaçınılmaz oluyor. Rakip Almanya ise kendini çok fazla sıkmadan, çok iyi oynamadan ama yine de düşündükleri oyunu sahada çok rahat bir şekilde uygulayarak beklediklerinden kolay bir 3 puan alarak ve 9'da 9 yapmanın verdiği moral ile evlerinin yolunu tuttu.

Milli takım açısından üzücü olan bir diğer nokta ise; son yıllardaki en kötü, pasif ve oyuna müdahale etmekten uzak kenar yönetimine sahip olunması. Tüm maç boyunca herkese saç-baş yolduran Hamit Altıntop'a 90 dakika boyunca nasıl tahammül edildi gerçekten anlamak mümkün değil. Her oyuncu değişikliğinde onun çıkmasını beklerken sahanın en iyilerinden Arda Turan dahil olmak üzere başka oyuncular kenara alındı. Yapılan oyuncu değişikliklerinden de sadece Gökhan Töre'nin oyuna girmesinin küçük bir fark yarattığını söyleyebilirim.  

Son olarak yine büyük bir futbol organizasyonuna katılamamanın eşiğine gelmiş durumdayız. Katılsak bile bu yol gayet zor ve meşakkatli olacak. Zorlu play-off maçları oynayacağız. Bunun için de öncelikle Almanya'nın Belçika engelini kayıpsız geçerek 10'da 10 yapması, Türkiye'nin de deplasmanda 1-0 yenildiği Azerbaycan'ı yenmesi gerekiyor. Yine kaderimiz bizim değil başkasının elinde. Son zamanlarda artık kanıksamış olduğumuz bu durum umuyorum ki hedefimiz olan Euro 2012'ye yolumuz play-off'tan geçiyor olsa da ulaştırır. Zor ama neden olmasın.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder