1 Ekim 2011 Cumartesi

Stoke City-Beşiktaş maçı üzerine

UEFA Avrupa Ligi E Grubu ilk karşılaşmasında İsrail temsilcisi Maccabi Tel Aviv karşısında alınan 5-1'lik galibiyet sonrasında ortaya konan futbolun böyle zayıf bir rakip için bile ortalamanın altında kalmasından ötürü ''Çekirge her zaman sıçrayamaz'' adında bir yazı yazmıştım. Bu maçtan sonra Beşiktaş'ın deplasmanda oynanacak Stoke City karşılaşmasında ecel terleri dökeceğini ve farklı kaybedebileceğini düşünüyordum. Ancak bu maçta ortaya konan mücadele ve futbol beni tamamen haksız çıkardı.

Özellikle ''Q7 ve Çetesi''nin bu maçtaki ''taşın altına elini koyma'' duygusu içinde hareket etmeleri ve maçın hiçbir bölümünde sorumluluk almaktan kaçınmamaları beni ilerisi için umutlandırdı. Hele kaptan Quaresma'nın penaltı golüyle 2-1 yenik duruma düşülmeden önce bir şutu var ki o pozisyon gol olsa her şey daha farklı gelişebilirdi. Penaltı pozisyonununda fazlasıyla ağır bir karar olduğunu düşünüyorum. Maçtan sonra pozisyonun içindeki Tomas Sivok'un ''Bu pozisyona penaltı çalınıyorsa maç içinde 40 tane faul ya da 40 tane penaltı çalınması gerekir'' sözlerine sonuna kadar hak veriyorum. Ayrıca hem İngiltere hem Fransa'da bu tip bir pozisyonda hakemlerin penaltı kararı vereceğini de hiç sanmıyorum.

Sonuç olarak Beşiktaş kazanabileceği bir maçı şanssız bir şekilde kaybetti. Teselli olacak noktaysa bu maçın telafisinin fazlasıyla mümkün olması. Beşiktaş'ın İngiltere'deki gibi oynayıp, biraz daha dikkatli olduğu takdirde Stoke City'yi Fiyapı İnönü Stadyumunda evire çevire yenerek çimlere fena halde gömeceğini düşünüyoruım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder