1 Ekim 2010 Cuma

Deplasmanda maç kazanmak

UEFA Avrupa Ligi 2010/2011 Sezonu

L Grubu

30 Eylül 2010 20:00

Rapid Wien: 1 BEŞİKTAŞ: 2

Beşiktaş, Düşler Sahnesi'nde en zor deplasman maçını Rapid Wien'e karşı oynayacak düşüncemin ne kadar doğru olduğunu bu maçı izlerken bir kez daha anladım. Kara Kartallar, kadro kalitesi olarak ezip geçtiği rakibini iş sahada futbol oynamaya gelince ezmekte pekte başarılı olamadı. Oyunun başından sonuna kadar hakimi gibi gözükse de Siyah-Beyazlı ekip, rakibinin taraftar desteğini arkasına alarak nadiren de olsa tehlikeli gol pozisyonları üretmesine engel olamadı. 51. dakikada Türk asıllı Veli Kavlak'ın attığı golle 1-0 geriye düşülmesi de bunun bir göstergesi olarak karşımızda duruyor.

Beşiktaş, rakibi karşısına doğru oyuncu tercihleri ve dizilişle çıktı ancak mükemmel bir şutu direkten dönen Portekizli fenomen Ricardo Quaresma'nın daha maçın yarım saatlik bölümü geçildikten sonra sakatlanıp çıkması büyük bir talihsizlik oldu. Quaresma'nın yerine 32.dakikada oyuna dahil olan Holosko maça ısınana kadar takım olarak bir bocalama yaşandı ancak bu bocalama döneminde rakibe fazla pozisyon verilmeden ancak fazla pozisyon da üretilmeden ilk 45 dakika sona erdi.

2.yarıda da sahada benzer bir görüntü mü olacak sorusu kafaları kurcalarken Beşiktaş'ın aksine gol için daha fazla yüklenen bir Rapid Wien ortaya çıktı. Yeşil-Beyazlı ekibin, bu taktik anlayışının karşılığını almak için de 51. dakikaya kadar beklemesi gerekti. Son yıllarda bir maça asılmak için gol yemesi gereken Beşiktaş, bu golden sonra adeta şaha kalktı ve topa sahip olarak, ayağa sakin bir şekilde pas yaparak oyunun tüm kontrolünü eline aldı ve rakibini kendi yarı sahasına hapsetti. Bunun sonucunda da kontra ataklarda çok uygun pozisyonlar yakalandı. Bu pozisyonlardan birinde Avusturya temsilcisinin kalecisi Hedl'in büyük hatasını affetmeyen Holosko, 55.dakikada skoru 1-1'e getiren golü attı. Beraberlik golünün ardından Beşiktaş, maçı koparabilecek pozisyonları üst üste yakaladı. Bu iki net pozisyonun da içinde yer alan Holosko, egoistçe davranarak takımını mutlak gollerden etti. İlk pozisyonda topu daha uygun durumdaki Bobo'ya çıkarmayarak kendi vurmayı tercih etti ve bu vuruşta top üst direkten döndü.  İkinci pozisyonda ise yine daha uygun durumdaki Tabata'ya pas vermeyerek yaptığı vuruşu Rapid Wien kalecisi Hedl, çok iyi bir zamanlamayla kalesini terk edip açıyı kapatarak kornere çeldi. Bu kaçan pozisyonlar Kara Kartallar'ın şevkini kıracağına sahadaki 11 Kartal'ı daha da hırslandırdı ve rakip kalede gol pozisyonları üretilmeye devam edildi. Galibiyet golü ise maç boyunca savunma arkasına çok etkili koşular yapan Bobo'nun ayağından 64.dakikada geldi. Bu golde Bobo'yu ofsayt pozisyonuna düşürmeden çok güzel bir ara pasıyla kaleci ile karşı karşıya bırakan Tabata'nın payını da unutmamak gerekiyor.   

Beşiktaş, 2-1 öne geçtikten sonra oyunu rölantiye alarak rakip kaleye çok adamla hücum etmemeye ve kontra atak fırsatları kovalamaya başladı. Rapid Wien ise artık tüm riskleri alarak elindeki tüm kozları kullandı ancak kalan dakikalarda çok arzuladığı beraberlik golünü bulmakta başarılı olamadı. Bu sonuçla; Beşiktaş biraz çekinerek geldiği Viyana deplasmanından 2'de 2 yapmış olarak ve 6 puan cepte geri dönmeyi başardı.

Beşiktaş, bu maçta sadece 3 puan almakla kalmadı. Rakip ne kadar kendi sıkletinde olmasa bile deplasmanda nasıl oynanması gerektiğinden çok güzel kesitler sundu.

Yapılan doğrular şöyle sıralanabilir:

- Rakip ciddiye alındı.
- Ev sahibinin oyuna hükmetmesine ve ortak olmasına olanak verilmedi.
- Sürekli topa sahip olunarak ve ayağa pas yapılarak dakikalar ilerledikçe rakip oyundan düşürüldü.
- Savunmada hiç hata yapılmadı ve son düdük çalana kadar mücadeleye devam edildi.

Bu doğruların uygulandığı bir taktik anlayışın ödülünü de Beşiktaş, gayet düşmanca bir atmosferde 1-0 geriye düştüğü maçı 2-1 kazanarak aldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder